Lenzing’in Endonezya’daki üretim tesisinin başarılı bir şekilde dönüştürülmesi, Asya-Pasifik’te yılda 303 bin tonluk nominal kapasite ile sorumlu viskon üretiminin artırılmasına öncülük ediyor. AB Ecolabel sertifikalı sorumlu viskonun tedariki, bölgenin değişen tercihlerini ve daha düşük karbon ayak izine sahip tekstil ürünlerine yönelik artan talebi karşılıyor.
Ağaç bazlı özel elyafların dünya lideri üreticisi Lenzing Group, Asya-Pasifik’teki tekstil LENZING™ ECOVERO™ ve nonwoven VEOCEL™ markaları için yüksek kaliteli sorumlu viskon elyaflarının üretimini artırmayı planladığını açıkladı. AB Ecolabel sertifikalı olan ve Lenzing’in Endonezya’daki Purwakarta tesisinde (PT. South Pacific Viscose) üretilen viskon elyaflar, Lenzing’in çevreye duyarlı tüketiciler arasında daha düşük çevresel ayak izine sahip tekstil ve nonwoven ürünlere yönelik artan talebi karşılamasına yardımcı olacak. Ayrıca Lenzing’in, Endonezya’daki tesisini daha az sülfür emisyonu ve yıllık karbon ayak izi ile başarılı bir şekilde dönüştürerek atık su azaltımına katkıda bulunması bekleniyor.
Lenzing Group CEO’su Stephan Sielaff, “Faaliyet gösterdiğimiz sektörleri daha da sürdürülebilir hale getirmek ve tekstil iş modelinin doğrusaldan döngüsele dönüşümünü sağlamak için yorulmadan çalışıyoruz. Bu nedenle, sürdürülebilirlik performansımızı bir kez daha teyit eden EU Ecolabel’i[1] almamız nedeniyle gurur duyuyoruz. Düşük çevresel etkilere sahip özel elyaflara yönelik talep yapısal olarak artmaya devam ediyor. Özellikle Asya’da muazzam bir büyüme potansiyeli görüyoruz. Endonezya’daki ve dünyanın dört bir yanındaki diğer Lenzing tesislerindeki yatırımlarımız, düşük çevresel etkiye sahip özel elyaflara yönelik artan talebi karşılamak için bizi daha da iyi bir konuma getiriyor.” dedi.
Asya-Pasifik’te düşük çevresel ayak izi talebine hazırlandı
Çevreye duyarlı Asyalı tüketicilere hizmet veren markalara ve perakendecilere hitap eden dönüştürülmüş Purwakarta tesisinin Asya-Pasifik’teki değer zinciri ortaklarına yakınlığı, daha büyük miktarda sorumlu viskon elyafın çok daha kısa bir mesafe ve teslim süresi içinde taşınmasını sağlayarak tekstil tedarik zincirinin genel karbon ayak izini azaltıyor.
Jenerik viskona[2] göre %50’ye kadar daha düşük fosil enerji kullanımı ve su ile üretilen ve uluslararası kabul görmüş EU Ecolabel ile sertifikalandırılan LENZING™ ECOVERO™ markalı viskon elyaflar, modaya uygun üstler, elbiseler, tişörtler ve loungewear gibi dokuma ve triko ürünlerinde kullanılıyor. LENZING™ ECOVERO™ markalı viskon elyafları kullanan markalar arasında M&S, H&M, Levi’s gibi küresel moda markaları yer alıyor.
Lenzing AG Küresel Tekstil İşlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Florian Heubrandner ise “Asya-Pasifik bizim için pek çok potansiyel ve büyüme fırsatı sunuyor. Markalar ve perakendeciler üretim ağlarını yeniden yapılandırmaya devam ettikçe, bölge iplikçilerden, dokumacılara, örmecilerden konfeksiyonculara ve kaynak ofislerine kadar tedarik zincirinin tüm bileşenlerinin bir araya geldiği bir yer haline geldi.” dedi. Heubrandner sözlerine şöyle devam etti: “Bölgede sorumlu viskona olan talep artmaya devam ederken, Purwakarta tesisindeki sorumlu viskon üretiminin artması sadece mevcut müşterilerimizle daha yakın çalışmamızı sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda LENZING ™ ECOVERO ™ ‘yu bölgedeki jenerik viskondan sorumlu viskona geçmek isteyen yeni potansiyel müşterilere tanıtmamıza da olanak tanıyacak.”
Çok yönlü, sorumlu ürünler arayan endüstri ortaklarına daha fazla seçenek sunmak için, 2023 bitmeden, Lenzing’in Purwakarta tesisi, daha düşük karbon ayak izine sahip çözelti halinde boyama işlemi sayesinde kumaş boyamada su ve enerji kullanımını önemli ölçüde azaltacak. Böylece yenilikçi LENZING™ ECOVERO™ Black özel elyaflarını üretebilecek.
Lenzing’in 2030 yılına kadar ürün tonu başına grup genelindeki karbon emisyonlarını yüzde 50 oranında azaltma ve 2050 yılına kadar karbon-nötr üretime ulaşma hedefi bulunuyor. Bu doğrultuda, dönüştürülen üretim tesisi sayesinde karbon emisyonlarını yılda yaklaşık 130 bin ton azaltmayı başardı. Lenzing’in bu öncü dönüşümünde tesiste fosil yakıt bazlı enerjiden jeotermal bazlı enerjiye geçilmesi önemli rol oynadı.