Lloyds Bank ve üretim kuruluşu Make UK, üretim firmalarının işletmeleri için çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) hedefleri belirlemesinde %48’lik bir artış olduğunu ve 2021’den bu yana %62’sinin bunu yaptığını ortaya koyan bir rapor yayınladı.
Rapor, ESG stratejilerini geliştirmek isteyen imalat firmalarının kaydettiği ilerlemeyi, fırsatları ve karşılaştıkları zorlukları inceledi ve neredeyse üçte ikisinin iş gücü piyasası, hükümet, yatırımcılar ve müşterilerden gelen artan baskılar nedeniyle önümüzdeki iki yıl içinde hedeflerinin ölçeğini genişletmeyi beklediğini ortaya koydu.
Bulgular, bu yılın ilerleyen dönemlerinde birçok şirket için ESG geçiş açıklamalarını zorunlu hale getirme planlarının öncesinde geldi.
Şu anda firmaların %77’si müşterilerinden ESG koşulları veya hedefleri alırken, sadece %48’i bunları karşılamak için gerekli kaynaklara sahip olduklarını ve %27’si de müşterilerinden bu konuda destek almadıklarını belirtmiştir.
Rapor ayrıca, firmaların %74’ünün tedarik stratejilerine ESG koşullarını dahil ettiğini, ancak %45’inin tedarikçilerinin hedeflerine yönelik performansından haberdar olmadığını ortaya koyarak, işletmelerin tedarikçilerinin ESG gerekliliklerini hızlandırdığını ortaya koymuştur.
Üreticilerin belirlediği ESG koşullarının en belirgin biçimlerinin insan sermayesi ile ilgili olduğunu, %53’ünün sağlık ve güvenlik, %41’inin insan hakları, %34’ünün işçi hakları ve %27’sinin çeşitlilik ve kapsayıcılık ile ilgili şartlara sahip olduğunu ortaya koymuştur.
Karbon emisyonları ve doğa, sırasıyla %24 ve %12 ile giderek daha önemli hale gelmektedir.
Üreticiler, karbon ve biyoçeşitlilik/doğanın tedarik zinciri koşullarında yaygınlığı artması en muhtemel gereklilikler olmasını beklediklerini belirtmiştir.
Lloyds Bank imalat ve sanayi başkanı Huw Howells şunları söyledi: “Araştırma, rekabet halindeki öncelikleri ve günlük zorlukları yönetirken sosyal amaçlara ve çevresel faktörlere odaklanan imalatçıların sayısında önemli bir değişim olduğunu göstermiştir.”
“Büyük şirketlerin resmileştirilmiş ESG stratejileri, kurumsal ve tedarikçi yönetişimi ve tedarikçi yönetimi açısından çoğunlukla iyi bir konumda olduğunu görmek özellikle cesaret verici. Ancak bu artan gereklilikler birçok firma ve hatta tedarik zincirlerindeki daha küçük firmalar için finansal ve teknolojik engeller yaratmaktadır.”
“Bu nedenle üreticilerin, ESG stratejilerinin sürdürülebilir bir kolektif başarı ve gelecekteki büyüme için bir güç olmasını sağlamak üzere tedarik zincirleriyle birlikte çalışmaları önemlidir.”
Make UK politika başkanı Faye Skelton şunları söyledi: “Konu yalnızca insan sermayesiyle ilgili meselelerin ötesine geçtikçe üreticiler de ESG konusundaki istek ve taahhütlerini artırıyor”.
“Müşteriler, tedarikçiler, yatırımcılar ve çalışanlar artık şirketlerin bu konuyu diğer tüm iş hedefleri gibi stratejilerinin merkezine koymasını beklemektedir.”
“Artık ESG’nin bir ‘sahip olunması gereken’ olmaktan çıktığı ve yönetim kurulu gündeminde hızla yükseldiği açık. Sonuç olarak, oyunun önüne geçen şirketler açıkça rekabet avantajına sahip olacak ve henüz harekete geçmeyenler ise tedarik zincirlerinin dışında kalma riskiyle karşı karşıya kalacak.”
