2023, küresel olarak en sıcak yıl ve Avrupa’nın kaydedilen en sıcak ikinci yılı oldu.
Yeni bir araştırmaya göre, geçen yıl Avrupa’da yaklaşık 48.000 kişi aşırı sıcaklar nedeniyle hayatını kaybetti. Araştırma, günümüz iklim değişikliğine uyum önlemleri almasaydı sıcaklığa bağlı ölümlerin %80 daha yüksek olacağını savunuyor.
2014-2023 çalışma döneminde sadece 2022 yılı, 60.000’in üzerinde can kaybıyla sıcaklığa bağlı ölümler açısından geçen yılı geride bırakmıştır.
2023’te tahmin edilen 47.690 ölümden 47.312’si, yılın en sıcak ayları olan Mayıs sonu ile Ekim başı arasında ve çoğunlukla Yunanistan, Bulgaristan, İtalya, İspanya, Kıbrıs ve Portekiz gibi Güney Avrupa ülkelerinde meydana geldi. Pazartesi günü Nature Medicine’de yayınlanan çalışma, kadınların ve yaşlıların orantısız şekilde etkilendiğini de ortaya koydu.
Avrupa’da sıcağa bağlı ölümler son yirmi yılda yaklaşık %30 oranında artarken, gözlemlenen Avrupa bölgelerinin %94’ünde sıcağa bağlı ölümlerin arttığı tahmin ediliyor.
Hayati Tehlike Arz Eden Isı
Aşırı sıcaklar insan sağlığını etkiliyor – yaşlılar ve güçsüzler, hamile kadınlar, bebekler, açık havada çalışanlar ve sporcular gibi özellikle zayıf kesimleri etkiliyor.
Sıcaklığın insan vücudu üzerinde yarattığı stres, normal günlük aktiviteleri ve uygun şekilde serinleme kabiliyetimizi engeller. Genellikle daha fazla neme sahip olan bölgeler de hayati risk oluşturabilir. Ter vücudumuzun serinlemesine yardımcı olur, ancak nem terin vücuttan buharlaşma şeklini değiştirir. Serinleyememek insanların sağlığını riske atar ve kardiyovasküler ve solunum komplikasyonlarının artmasına, dehidrasyona, sıcak çarpmasına, yüksek tansiyona ve uyku yoksunluğuna yol açabilir.
Araştırmaya göre, erken uyarı sistemleri ve ısı eylem planları, soğutma merkezleri, şehirlerde yeşil alanların ve gölgelik alanların artırılması gibi uyum önlemleri, son yıllarda binlerce sıcak kaynaklı can kaybını önledi. Bununla birlikte, iklim değişikliğinin hızlı ilerleyişine kıyasla dünyanın pek çok yerinde iklim krizine uyumun hala yavaş olduğu düşünülmektedir.
Yaz aylarında nem oranının %100’e ulaştığı Hong Kong gibi kentler, açık havada çalışanları korumak için ısı stresi sistemlerini devreye soktu. Ancak bu sistemler her zaman etkili olamamaktadır. Hong Kong Free Press’in haberine göre, yerel bir STK, sokak temizleyicileri ve diğer açık hava çalışanlarıyla yapılan onlarca görüşmede, işverenlerin portatif vantilatörler, giysiler ve içme suyu sunmasına rağmen çalışanların %90’ının çalışırken yorgunluk, susuzluk, baş ağrısı, baş dönmesi, vücut ısısında artış ve mide bulantısı yaşadığını ortaya koymasının ardından Hong Kong hükümetini İşyerinde Sıcak Stresi Uyarı sistemini gözden geçirmeye çağırdı.
Isınan Gezegen
Geçtiğimiz dokuz yıl kayıtlara geçen en sıcak yıllar olmuştur. 2023 yılı, küresel ortalama sıcaklıkların sanayi öncesi dönemin 1,46C üzerinde seyrettiği küresel ölçekte en sıcak yıl olurken, Avrupa’nın da en sıcak ikinci yılı olarak kayıtlara geçti. Diğer tüm kıtalardan iki kat daha hızlı ısınan dünyanın en hızlı ısınan kıtası, 11 ay boyunca ortalamanın üzerinde sıcaklıklar, rekor sayıda “aşırı sıcak stresi” günü ve ortalamadan %7 daha fazla yağış gördü.
Bu gidişat 2024 yılına kadar devam etmiş ve Haziran ayı, ilgili ay için rekor kıran sıcaklıkların görüldüğü üst üste 13. ay olmuştur. Geçtiğimiz ay Akdeniz’e kıyısı olan birçok ülkeyi etkileyen sıcak hava dalgası, fosil yakıtlar nedeniyle 2.5C ile 3.3C arasında daha sıcak hale geldi. Aslında, World Weather Attribution (WWA) tarafından yapılan bir analize göre, iklim sistemi üzerinde insan etkisi olmasaydı bu tür aşırı sıcaklıklar “neredeyse imkansız” olurdu.
Aşırı sıcaklardaki artış, ısınan gezegenimizin doğrudan bir sonucudur. Küresel ısınmanın başlıca etkenleri, ısıyı atmosferde hapsederek Dünya’nın yüzey sıcaklığını yükselten sera gazlarıdır. Bu da daha uzun ve daha sıcak sıcak hava dalgalarına yol açıyor. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’ne (IPCC) göre, küresel ısınmanın devam etmesiyle birlikte, sıcak hava dalgalarının yoğunluğunda, sıklığında ve süresinde bir artış bekleniyor.
Ekim 2023’te yapılan bir çalışma, yüzyılın sonuna kadar dünyanın bazı bölgelerinde ısı ve nem seviyelerinin saatler, günler ve hatta haftalar boyunca ölümcül seviyelere ulaşacağı – 2C ısınmanın altında bile – dışarıda kalmayı imkansız hale getireceği konusunda uyardı.